Merhabalar herkese! Ben İrem. 22 yaşında, balık etli, 1.82 boyunda, kızıl saçlı, uzun bacaklı, seks yapmayı ve cinsellikle ilgili her konuyu konuşmayı çok seven bir bayanım. 7 yıldır birlikte olduğum sevgilim Kerem bana ilk cinsel deneyimlerimi yaşattı ve bekaretimi 18 yaşına girdikten 2 gün sonra ona verdim, o zamandan beri de fırsat buldukça abuk subuk yerlerde çılgınca seks yaparız. Kerem’in ilk erkeğim olması ve ona duyduğum bağlılık, bende onu doyurma isteği uyandırıyor, onun beni sikmesiyle mutlu oluyorum. Yine de sevgilimin siki ortalama bir büyüklükte olduğu için, aklımda zaman zaman değişik fantaziler, zenciler ve hatta grup seks canlanıyor. Bunları sevgilime anlatığımda, bunun kötü bir şey olmadığını, sadece dişiliğimin çok güçlü olduğunu söyler, beni fantazi kurmaya teşvik eder ve daha ateşli sevişmemi sağlar. Hatta bazen özellikle grup pørnøsu açar ve tost yapılan kızları bana izletir, “Onlara özeniyor musun?”, “Sen de böyle sikilmek istemez misin?”, “Bak kıza, 2-3 tane erkeği aynı anda doyuruyor!” gibi sözler söyler, beni o filmlere özendirirdi.

Kerem yıllardır Ayvalık’taki yazlıklarında tatil yapar ve oradaki arkadaşlarıyla zaman geçirir. Bu yıl anneannesinin hastalığı nedeniyle ailesi tatile çıkamadı ve Kerem anahtarı alarak Ayvalık’a gitti, tabi ki boş evden yararlanmak için beni de yanında götürdü. Eve girdiğimiz ilk andan itibaren, her gün dörder beşer kez sikti beni, ben de aldığım zevkten hoşnut bir şekilde tatil yapıyordum. Kerem beni yazlık arkadaşlarıyla tanıştırdı. Gündüzleri grup halinde denize girip, geceleri de sabaha kadar kağıt oynayıp, dans edip, içerek zamanımızı geçiriyorduk. Kısa sürede sevgilimin oradaki en yakın iki arkadaşı olan Ege ve Cenk’le yıllardır tanışıyormuşum gibi samimi olmuştuk ve dördümüz neredeyse günün 18-19 saatini beraber geçirir hale gelmiştik. Tabi ki benimle samimiyetleri ilerledikçe, erkekler arasında el şakaları, küfürler, bel altı konuşmalar artmış, birbirimize takılmaya başlamıştık. Bir de sürekli Cenk’in sikinin büyüklüğüyle ilgili üstü kapalı espriler yapılıyor, ancak konu hemen geçiştiriliyordu.

Daha önce hiç bu kadar erkek muhabetinin döndüğü bir ortamda bulunmadığımdan önceleri rahatsızlık hissettim, ancak bir iki gün içinde hoşuma gitmeye başlamıştı. Laf dönüp dolaşıp birbirimizin seks hayatına geliyor, çift olduğumuz için de Kerem’e ve bana, Ege ve Cenk’ten sorular yağıyordu. Bir gece Cenk, “Hadi bakalım, herkes fantezilerinden bahsetsin!” dedi ve ilk cevap hakkını da bayan olduğum için bana verdi. Ben tabi ki işin farkındaydım, Cenk ve Ege’nin benim aklımdakileri öğrenip, daha sonra beni düşünerek 31 çekeceklerinden emindim. Kerem ise alkolün etkisiyle durumun farkına varamamıştı ve hala saf saf arkadaşlarının bu sorularına gülüyordu. Açıkcası bu beni biraz kızdırmıştı, her ne kadar çocukluk arkadaşı da olsalar, erkeğimden bana sahip çıkmasını, kıskanmasını beklemiştim. Bunlar aklımdan geçerken, biraz sinirlendiğimden, biraz da alkolün etkisiyle ağzımdan, “Ben hep grup hayal ederim, bir yandan verirken bir yandan ağzıma almak gibi bir hayalim var!” deyiverdim. Ve ortamda bir anda sessizlik oldu. İki azgın erkeğin o anda aklından benim vücudumun geçtiğinden adım gibi emindim. Daha sonra sessizliği bozmak için ben Kerem’e sordum ve böylece geçiştirilmiş oldu.

O gece güneş doğana kadar içip eğlendik ve en sonunda içimizdeki ateşi söndürmenin en güzel yolunun denize girmek olduğuna karar verdik. Denize 500 metre kadar bir yürüme mesafesi vardı ve Cenk yolda sürekli, “Ben mayomu çıkararak yüzmek istiyorum!” deyip durdu. Kerem ise Cenk’i, “Saçma sapan konuşma, yüzeceksen adam gibi yüz!” diyerek azarladı. Bense kendi kendime, (Bu ne kadar güzel olurdu!) diye düşünüyordum. Bu konuşmalar eşliğinde sahile geldik. Koşa koşa suya atlayıp yüzmeye başladık. Ancak benim içimdeki ateş halen devam ediyor, alkolün etksiyile buz gibi soğuk suyu hissetmiyordum bile. Ben kulaç atarken erkekler arka tarafta kalmıştı ve onların gülüşmelerini duyup arkamı döndüğümde, Cenk’in mayosunu elinde salladığını gördüm. Tam gülerken mayo elinden fırladı ve benim olduğum tarafa doğru suya düştü. Mayosunu almak için çabuk birkaç kulaçla yanıma geldi Cenk. Ben de tam o sırada suya dalmıştım ve gözlerim açık yüzüyordum, fakat onun bana doğru geldiğini görmemiştim. Suyun içinde kafamı çevirmemle birlikte gördüğüm şeyle beynimden vurulmuşa döndüm. O bulanıklığın içinde pek seçemesem de Cenk’in bacaklarının arasında bileğimden biraz daha kalın bir yarak sallanıyordu. Çok uzun değildi, ancak o kalınlıkla bir kadının yaşamak isteyeceği her şeyi yaşatabilirdi. İki saniye kadar baktıktan sonra kendimi suyun yüzeyine zor attım ve doğruca sevgilim Kerem’in yanına yüzdüm. Sonra da sudan çıktım…

Sonra Ege ve Cenk’i orda bırakıp, Kerem’le eve döndük. Sevgilime birlikte duşa girmek istediğimi söyledim, tabi ki benim boğa fırsatı kaçırmamak için beni kucakladığı gibi küvete götürdü. Üstlerimizde sadece mayolarımız vardı. Canım deli gibi yarak yemek istiyordu. Kerem mayosunu indirmesiyle birlikte aleti dışarı fırladı, şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde sert ve kalkık haldeydi. Erkeğimi öyle görünce dayanamadım, önünde diz çöküp uzun tırnaklarımla kasıklarını hafiften çizdim. İnce parmaklarımla yarağını kökünden tuttum ve dilimle başının alt kısmına hassas darbeler atmaya başladım. Daha sonra dilimi tamamen etrafında gezdirmemi istedi ve dediğini yaptım. Yarağı sırılsıklam olmuştu, ancak daha fazla istiyordum. Elimle sıkıca tutup ağzıma aldım ve azgın bir şekilde, şehvetle, iştahla, emmeye başladım. Bakireyken Kerem’i tatmin etmek için uzun uzun (bazen 1 saat) sakso çekerdim, o zamanlardan kalma alışkanlıkla boğazıma kadar tamamını aldım, dilimi de ağzımdaki sert et parçasının etrafında dolaştırmaya çalışıyordum. İşte o anda gözümün önüne gelen tek görüntü Cenk’in aleti oldu. Gözlerimi kapattım ve Cenk’in yarağını emdiğimi hayal etmeye başladım. Ben böylece daha istekle emiyordum, emdikçe de ağzımdaki yarak daha bir damarlanıyor, iyice şişiyordu. Kerem ise bir yandan ağzımı sikerken, bir yandan memelerimi sıkıştırmaya başlamıştı. Ensemden tutup beni kendine çekiyor beni de çıldırtıyordu…

Sikini ağzımdan çıkarıp beni yüzüstü yere yatırdı. Önce kalçalarımı okşamaya başladı. Bunun beni her şeyden çok azdırdığını biliyordu. Bir yandan elleriyle götümü sıkarken, bir yandan sırtımı ve belimdeki gamzeleri yalamaya başladı. Bunun etkisiyle zaten ıslak olan amım vıcık vıcık oldu. “Daha fazla dayanamıyorum erkeğim, lütfen artık sok içime!” derken amımın dudaklarının birbirinden ayrıldığını hissettim. O anda dünyanın en mutlu kadını olduğumu hissetmiştim (Halbuki daha yaşayacaklarımdan haberim yoktu!). Ayaklarımda ufak titremeler oldu. Kerem’den sadece bir “Ahh!” sesi geldi. Bense derin derin iç çektim ve kendimi üstümdeki sevgilime bıraktım. Sevgilim hiç olmadığı kadar azgın bir şekilde amıma gidip gelmeye başlamıştı. Ben inlemeyle karışık, “Erkeğim, sik beni, batır yarağını karının içine, istediğin gibi düz, becer beni!” diyordum. Kerem de üstüme tamamen eğilmiş, ensemi yalıyor ve ısırıyordu. Sıcacık nefesini ve hırıltısını kulağımın arkasında hissetmek bende bir vahşiye veriyormuşum hissiyatı uyandırdı.

Aniden durup, küvete geçti ve sırtüstü yattı, üstüne oturmamı emretti. ben de uslu bir kız gibi dediklerini yaptım. Bacaklarımı açıp sikini elimle dikleştirdim ve kafasıyla deliğimi ve klitorisimi biraz okşadıktan sonra kendimi aşağı bıraktım. Bu pozisyondayken daha derine giren yarağı beni göklere uçurmuştu. Hızlı nefes alıp vermesinin arasında, “Gözlerini kapat ve başka bir yarak düşün!” dedi. Aklıma ilk gelen tabi ki Cenk olmuştu ve inlercesine Cenk’in adını söyledim. Bana, “Sence nasıl bir siki vardır?” diye sordu. Tam keyifle anlatmaya başlıyordum ki durdum, çünkü ne kadar zevk alsam da Cenk’in aletini gördüğümü Kerem’e söylememeliydim. O yüzden hayal ediyormuş gibi yapıp, “Upuzun bir yarağı var, kafası mantar gibi şiş ve gövdesi damarlı. O kadar güçlü görünüyor ki… Eme eme morartıyorum!” dedim. Tabi ki bunları söylerken kalbimin çarpıntısından ve nefes alıp vermeye çalışmaktan zar zor konuşuyordum. Bunları duyduktan sonra Kerem amıma daha sert ve hızlı şekilde sokup çıkarmaya başladı. Bir yandan da elini klitorisime dayadı ve yumuşak şekilde okşamaya başladı. Onun dokunuşuyla birlikte tüm vücudumun kasılmaya başladığını hissettim. O günkü ilk orgazmıma ulaşmıştım, ama halen yıllardır seks yapmamışım gibi zıplamaya devam ediyordum içimdeki kütük gibi yarağın üstünde.

Derken beni kalçalarımdan tutup kasıklarına bastırdı ve bir süre öylece bekledi. O sırada da boş durmamış, dikleşip memelerimi yalamış, uçlarını koparırcasına ısırmıştı. Meme uçlarım mosmor hale gelmişti emilmekten. O keyifle ben de gaza geldim ve kendi göğüslerimi yalamaya başladım. Tam o sırada erkeğim tekrar amıma pompalamaya başladı, aldığı zevki yüzünden okuyordum ve bu bana amımın sikilmesinden daha da büyük zevk veriyordu.

Durup beni döndürdü ve domalttı. Rahat pozisyonu bulduktan sonra yarağını amımda hızlı şekilde kaydırmaya devam etti ve bir hayvan gibi anırmya başladı. Arkamda böylesine vahşi ve hükmedici bir erkeğin olmasından çok keyif almıştım. Bana, “Orospumsun benim, bu gün amını dağıtıcam senin, yarağa doyacaksın, saatlerce bana verip benim olacaksın!” gibi şeyler söylüyordu. Böyle seslenilmek beni en üst noktaya taşımıştı ve bir kez daha ellerim ayaklarım zangır zangır titreyerek boşaldım. Amımdan sular akıyordu ama Kerem halen durmamış, benim boşalmış olmama aldırış etmeden bir boğa gibi amımı sikiyordu. Elimi arkaya atıp taşaklarıyla oynamaya başladım, yumurtalarını elimde çeviriyordum. Sonra da kökünü sıkıca tuttum ve çekmeye başladım. Harika bir tempo tutturmuştuk, elimin hızıyla amıma daldırılıp çıkarılan yarak muhteşem bir uyum yakalamış ve ikimiz de cinsel organlarımızdan aldığımız zevke kendimizi kaptırmıştık. Kerem hiç ses çıkarmadan sikmeye devam ediyordu. Bense içimden çok kısık bir çığlık eşliğinde ağzımı açmışım, sanki bir başka yarağın kafasını yalıyormuşum gibi dilimi dışarıda gezdiriyordum. O sırada aklımda tamamen Cenk’in yarağını azğıma almak vardı…

Bana yıllar kadar uzun gelen bir süre siktikten sonunda Kerem ellerini belime attı, sıkıca kavradı ve beni kendine çekerek sikmeye başladı. Böylece daha derine giriyor, neredeyse taşaklarını bile amıma sokacak kadar bastırıyordu. Ben, “Aaahhhh, evettt, aaaaah!” diye incecik sesimle inlerken, o da hırlamaya ve adımı haykırmaya başladı. Ben zevkin en uç noktalarında uçarken, Kerem de şiddetle amıma boşalmaya başlamıştı. İçimde akan sıcaklıkla daha da çıldırdım! Kendimi geri itip sokmaya devam etmesini istiyordum. Döller amımdan akmaya başladığında, amımdaki yarak da küçülmeye başladı ve Kerem üstüme yığılıp öylece kaldı. Halinden hoşnut şekilde, bana, “Az önce kimin aletini yaladığını hayal ettin, birini ağzına almak istediğini apaçık gördüm, kimdi o?” diye sordu. Ben de bu sefer tereddütsüz bir şekilde, “Cenk!” dedim. “Yine mi Cenk? Neden özellikle Cenk?” diye sorduğunda ise, Cenk’in kalın yarağını nasıl gördüğümü ve aklıma nasıl kazındığını anlattım…

O gün bir süre uyudu uyuduktan sonra, akşamüstü tekrar denize gitmek için kalktık. Yanımızda götürmek için hemen 2 tane sandviç hazırladım ve yola çıktık…